7 Kasım 2016 Pazartesi

KALP DAMAR HASTALIKLARI NEDİR?

Kalp damar hastalıklarında ilk olarak karşımıza çıkan koroner arter olmaktadır. Kolesterol, yüksek kan basıncı ve sigara gibi etkenler nedeniyle ortaya çıkan bu hastalık, damarlarda daralma meydana gelmesi ile oluşuyor. Damarların iç kısmında yüzde 70 oranında daralma meydana getiren koroner arter, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve çene ağrısı ile kendisini gösteriyor.
Diğer bir kalp damar hastalığı ise aort anevrizması olarak karşımıza çıkıyor. Aort atardamarının duvar kısmında meydana gelen bozulmalar sonucu ön plana çıkan hastalık, ayrıca atardamar çarpının yaklaşık olarak 2 katına yükselmesine neden oluyor. Diğer bir anlamda atardamarda balonlaşmanın meydana geldiğini söylemekte mümkündür.

Kalp damar hastalıklarının başka bir çeşidi de aritmi olmaktadır. Aritmi, kalp atım ritminde ortaya çıkan bozulmalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Normal bir kişide dakikada 60-100 olarak çalışan kalp, aritmi hastalığı olan kişilerde düzensiz ya da duraklayarak çalışmaktadır. Ayrıca bu hastalık, kalp sorunları bulunan kişilerde çarpıntı yapabilmesinin yanı sıra bayılmalara kadar ortaya çıkabilmektedir.
KALP DAMAR HASTALIKLARI BELİRTİLERİ:
  • Eskiden yürüdüğüm mesafeleri artık rahat yürüyemiyorum, nefesim kesiliyor, çabuk yoruluyorum.
  • Yürürken göğsümde bir yanma oluyor veya göğsümde bir baskı, basınç hissi oluyor.
  • Tok karnına yürürken veya elimde yükle yürürken zorlanıyorum
  • Hızlı yürürken veya yokuş yukarı giderken, rüzgara karşı yürürken göğsümde ağrı, yanma veya zorlanma oluyor.
  • Yürürken sol kolumda ağırlık ve uyuşma oluyor yoruluyorum.






6 Kasım 2016 Pazar

KAN BASINCI ÖLÇÜMÜ YAPILAN BÖLGELER

Arteryel basıncı ölçüm bölgeleri;

Brakial arter, Popliteal arter, Dorsalis pedis arteridir.  

Brakial arterden kan basıncı ölçümü:



Popliteal arterden kan basıncı ölçümü :



Dorsalis pedis arterinden kan basıncıölçümü :




5 Kasım 2016 Cumartesi

İM ENJEKSİYON UYGULAMASI

TEMEL BİLGİLER 


  1. IM ilaç uygulama işleminde, 8 doğru kuralına (doğru hasta, doğru ilaç, doğru ilaç şekli, doğru doz, doğru yol, doğru zaman, doğru kayıt, doğru yanıt) uyulur.
  2. IM yolla verilen ilaçlar kas içine verilir.
  3. Normal yapıda bir bireyin kas dokusu, aşırı bir rahatsızlık duymadan 3 ml ilacı içine alabilir.
  4. Çocuk, yaşlı ve kaşektik hastalara verilebilecek ilaç miktarı ise en fazla 2 ml olmalıdır.
  5. IM yolla ilaç uygulamalarında 20- 23 numaralı, 2,5- 3,75 cm boyunda iğne kullanılır. 
  6. İlacın kas dokusu içine bırakılması için dokuya giriş açısı 90 derece olmalıdır. 
  7. Hastanın yaşı, klinik durumu, uygulanacak ilaç ve ilaç miktarı dikkate alınarak uygun olan enjeksiyon bölgesi seçilir. 
  8. IM enjeksiyonlarda en güvenli ve en az ağrılı bölge ventrogluteal bölgedir.
  9. Enjeksiyon için sağlam bir doku seçilmeli ve kasın gevşemesi sağlanmalıdır. Kas enjeksiyonları bir süre devam edecekse, sıra ile yer değiştirmek doku yıkımını önler. Aksi halde, duyarlılığı artmış bölgeye enjeksiyon yapmak son derece ağrılı olur.
  10. • IM yolla verilen ilaçlar IV yola göre daha yavaş, SC yola göre daha hızlı emilir.
  11.   IM enjeksiyon uygulanabilecek bölgeler ve kaslar:
Dorsogluteal Bölge (Arka Kalça Bölgesi):
Yetişkinlerde ve 3 yaş üzeri çocuklarda kullanılır ve daha çok erişkinlerde tercih edilir. Bu bölgede yer alan gluteus maksimus ve gluteus medius kasları enjeksiyon için kullanılır. Bu kasların ilaç alma kapasiteleri fazla ve bölgedeki derinin ince olması ise bir avantajdır. Ancak bu bölge kullanılırken iğnenin siyatik sinirine, büyük trokantere ve büyük kan damarlarına rastlama ve komplikasyonlar yaratma olasılığı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, gevşek dokulu derisi sarkmış kalçalarda enjeksiyon yerinin doğru olarak saptanması zordur. Bu bölgede enjeksiyon bölgesini tespit etmek için 2 farklı 







Ventrogluteal Bölge (Yan Kalça Bölgesi):
Gluteus medius kası, altında bulunan gluteus minimus kasının üzerini örter. Böylece bu iki kas bu kü- çük alanda, yeterince derinliği olan bir kas dokusu oluşturur. Bu bölge yetişkinlerde, çocuklarda ve kaşektik hastalarda kullanılabilir. Bu enjeksiyon için hasta sırt üstü, yüz üstü ya da yan yatabilir. Uygulayıcı için en rahat pozisyon, yan yatış pozisyonudur. Kalça kaslarının gevşemesi için yan yatan hastanın üst bacağını bükerek alt bacağını önüne alması, sırt üstü yatan hastanın ise dizlerini bükmesi, yüz üstü yatan hastanın ise baş parmakları birbirine bakacak şekilde ayaklarını içe çevirmesi gerekir. Enjeksiyon bölgesinin saptanması için hemşire hastanın sağ kalçasında sol elini, sol kalçasında sağ elini kullanmalıdır. El ayasının alt kısmı büyük trokantere yerleştirilir. Baş parmak hastanın kasığını gösterirken diğer dört parmak hastanın başını gösterir. İşaret parmağı anteriyor süperiyor ilyak spinaya yerleştirilir. Orta parmak mümkün olduğu kadar arkaya doğru açılır ve ilyak kristaya dokunur. Böylece işaret, orta parmak ve ilyak kristayla sınırlı bir üçgen alan oluşturulur Bu küçük alan sinir, damar ve kemik dokusundan uzak olan enjeksiyon bölgesidir. 





Laterofemoral Bölge:: Vastus lateralis ve Rektus femorus kaslarını kapsayan bölgedir
 a. Vastus lateralis kası: Üst bacağın ön dış yanında uzun bir şerit halinde yer alan, iyi gelişmiş bir kastır. Bu kas küçük çocuklar ve sık enjeksiyon yapılan yetişkinlerde kullanılır. Enjeksiyon yerinin saptanabilmesi için, büyük trokanterin 10 cm altına ve dizde lateral femoral kondilin 10 cm üstüne, birbirine paralel iki yatay çizgi çizilir. Lateral femoral kondilin üzerindeki yatay çizginin sınırları, bacağın o bölümündeki enine göre belirlenir. Bu yatay çizgiye her iki ucundan çizilen dikey çizgiler, büyük trokanterin altındaki yatay çizgi ile kesişir. Böylece bir dikdörtgen elde edilmiş olur. Bu dikdörtgen, birbirine paralel ve eşit aralıklarda olan, iki yatay ve iki dikey çizgi ile, dokuz eşit dikdörtgene bölünür. Bacağın dış yanında kalan ortadaki dikdörtgenin alanı enjeksiyon için uygun bölgedir. Küçük çocuklarda ise üst sınır büyük trokanter, alt sınır diz kabul edilerek bölme işlemi uygulanır. Hasta sırt üstü yatarken dizlerini hafif bükerse, vastus lateralis kası gevşer. Oturur pozisyonda iken de enjeksiyon yapılabilir. Küçük çocuklara ve kaşektik hastalara enjeksiyon yapılırken kasın kavranması, ilacın kasa verilmesini kolaylaştırır.
b. Rektus femorus kası: Üst bacağın ön yüzünde yer alan kas olup, çocuk ve bebeklerde kullanılır. Vastus lateralis kasında olduğu gibi rektus femorus kasına da enjeksiyon yapılırken bacağın ön yüzü eşit dikdörtgenlere ayrılır. Bacağın ortasında kalan dikdörtgenlerden en ortada olan dikdörtgenin alanı enjeksiyon için kullanılır. Enjeksiyon hasta sırt üstü yatarken ya da otururken uygulanabilir. Bebek ve kaşektik bireylerde kas kavranır, normal ve şişman bireylerde deri bastırılarak gerilir.







Deltoid kası: Üst kolun dış yan yüzeyinde yer almaktadır. Yetişkinlerin ve çocukların çoğunda bu kas yeterince gelişmemiştir. Bu kas yalnızca yetişkinlerde ve diğer kasların kullanılamadığı durumlarda ve az miktardaki ilaçların enjeksiyonunda kullanılır. Enjeksiyon bölgesinin saptanması için, akromiyon prosesin alt kenarına boydan boya çizilen çizginin iki uç noktası ile kolun dış yan yüzünde aksilla hizasında çizilen çizginin orta noktası birleştirilir. Meydana gelen üçgenin merkezi tam enjeksiyon noktasıdır (Bkz. Şekil 4). Bu nokta bireyin yapısına bağlı olarak, akromiyon prosesin yaklaşık 2,5- 5 cm altındadır. Enjeksiyon için hasta kolunu gevşekçe yana bırakmalı ve dirsekten bükmelidir. Enjeksiyon, hasta yatar ya da oturur pozisyonda iken uygulanabilir. Pasif el ile deltoid kas kavranır ve 90° lik açı ile dokuya girilir. Bu kasın emilim yeteneği az olduğu için 1ml’ den fazla ilaç verilmemelidir.






Triseps (üçbaşlı) Kası: Kısa başı, üst kolun arka yüzünde yer alır. Radyal sinir yaralanmalarına neden olabileceğinden bu kasa enjeksiyon önerilmez. Ancak hiçbir kasa enjeksiyon yapılamıyorsa bu kas kullanılabilir ve bu durumda doğru yerin saptanması çok önemlidir. Bu kasa enjeksiyon genelde ağrılıdır. Yerin saptanabilmesi için akromiyon proses ile dirsekte ulnanın olekranon prosesi arasında bir hat çizilir. Bu hat üç eşit parçaya bölünerek ortada kalan kısım enjeksiyon için kullanılır. Hasta oturur yada yatar pozisyonda olabilir. Hastanın kolu gevşekçe yanda durmalı ve dirsekten bükülmelidir. Enjeksiyon için kas dokusu kavranarak küçük iğne ile girilmeli ve az miktarda ilaç verilmelidir.



4 Kasım 2016 Cuma

NÖROFİZYOLOJİK KURAM

Bu kuramın kurucusu Donald Hebb’dir. Bu kuram, daha çok sinir sistemleri ile ilgilendiği için öğrenmeyi zihinde meydana gelen biyokimyasal bir reaksiyon olarak açıklamaya çalışır. Biyokimyasal reaksiyonlar, sinir sisteminde bulunan sinaptik bağları oluşması ile meydana gelir. Biyokimyasal reaksiyon sonucu, insanın zihninde biyolojik ve kimyasal değişimler meydana gelir. Meydana gelen değişimler insan beyninde bulunan nöronları hareket ettirerek öğrenmeyi meydana getirir. İnsan beyninde bulunan nöronlar arası mesaj alışverişi yani iletişim meydana gelir.
Nörofizyolojik kuramın kurucusu Donald Hebb'dir. Hebb’e göre iki tür öğrenme vardır. Bunlardan birincisi çocuklukta meydana gelen hücre kümeleri ve ardışıklık basamaklarıdır. İkincisi ise yetişkinlikte meydana gelen içgörüsel ve yaratıcı öğrenmelerdir.
Nörofizyolojik kuramın öğrenme ile ilgili toplam olarak yedi önemli kavramı bulunmaktadır, aynı zamanda uzaktan eğitimde de kullanılır. Bunlar;
1) Eşzamanlı Faaliyet: Öğrenme sürecinde önemli yer tutar. Beyin, birden çok faaliyeti aynı anda gerçekleştirmeye çalışır. Uzaktan eğitim beynin gösterdiği birden çok faaliyetin etkili davranış değişikliğine dönüşmesi için katkı sağlar.2) Öğrenmeyi Kolaylaştırma: Uzaktan eğitim bireyin birden fazla duyu organına hitap ettiği için öğrenmeyi kolaylaştırır.
3) Anlam yükleme: Nörofizyolojik kuramda öğrenmede temel kavramdır. Uzaktan eğitimde kavramlara daha kolay anlam yüklenir, anlamlı birbiriyle ilişkili örüntü ortaya çıkarır.
4) İlişki kurma: Beyin olayları bir bütün olarak algılarken farklılıklar arasında ilişki kurmaya çalışır. ilişki kurduktan sonra davranış değişikliği oluşur.
5)Bütünü Algılama: Uzaktan eğitimde beyine olayları bir bütün olarak algılamasında(görme ve duyma faaliyetlerinde) yardımcı olur.
6) Süreç: Uzaktan eğitimde kullanılan teknolojiler beyinde meydana gelen öğrenme sürecini canlandırır ve gelecek öğrenmeler için temel oluşturur.
7) Bireysel Farklılıklar: Öğrenme ve öğretme ortamlarında bireysel farklılıklar etkili davranış değişikliği meydana getirir.

3 Kasım 2016 Perşembe

EL YIKAMA

Usulüne uygun el yıkama hastane infeksiyonlarının önlenmesinde en basit yöntemdir. Ancak hastane infeksiyonları dışında genel halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi açısından da el yıkama son derece önemlidir. El yıkama aslında bir medikososyal davranıştır. El yıkamayı, basit sosyal tip, hijyenik tip, cerrahi tip olarak 3 ana başlıkta incelemek mümkündür.


1.Sosyal El Yıkama:El yıkama kavramı, antimikrobiyal etkinliği olmayan sabun ile ellerin yıkanmasını ifade etmektedir. Burada eldeki gözle görünür kir ve derideki geçici flora elemanları tamamen ortamdan uzaklaştırılmaktadır. Bu etkinli- ğin sağlanması için eller en az 20 saniye yıkanmalıdır. Sıvı kalıp halindeki sabunlukların gram-negatif bakterilerle kolonizasyon ihtimali olduğu için, tek kullanımlık olması veya ısıya dayanıklı olması ve dezenfekte edilmesi gerekir.


El yıkama tekniği

1. El yıkama öncesinde takı ve mücevher gibi aksesuarlar çıkarılır

2. Akmakta olan su altında eller ıslatılır

3.Bilekler, avuç içi, ellerin sırt ve parmak araları ile tırnakların kenar ve uçları sabun ile köpürtülerek en az 20 saniye süreyle kuvvetlice ovuşturulur.

4. Eller su altında iyice durulanır.

5. Eller bileklerden başlayarak kağıt havlu ile kurulanır

6. Aynı kağıt havlu ile musluk kapatılır
















2 Kasım 2016 Çarşamba

YENİ DOĞANDA HEMATOLOJİK SORUNLAR VE BAKIMI

Yenidoğan döneminde en sık karşılaşılan hematolojik sorunlardan birisi sarılıktır. Sarılıkta cilde sarı rengi veren bilirubin isimli maddedir. Bilirubin eritrositlerin parçalanması sonucunda oluşur. Yenidoğanda eritrosit sayısının fazlalığı ve eritrositlerin yaşam süresinin kısa olması bilirubin yapımının artmasına yol açar. Normalde bilirubin, karaciğerde işlenerek, vücuttan atılacak şekle getirilir. Bebeğin karaciğeri aşırı miktarda üretilen biluribinin kandan temizlenmesini karşılayamaz. Sonuçta vücuttan yeteri kadar atılamayan bilirubin, dokularda ve kanda birikmeye başlar. Kanda bilirubin düzeyi yenidoğanlarda 5 mg/dl'nin üzerinde olduğunda sarılık ciltte fark edilebilir. Sarılık önce gözde başlar. Daha sonra bilirubin düzeyi arttıkça yüz, gövde ve ekstremitelere doğru baştan ayağa yayılım gösterir.

Yenidoğan sarılıklarının sınıflandırılmas:

  1. Fizyolojik sarılık 
  2. Anne sütü sarılığı: Anne sütü ile beslenen her yüz çocuktan 15’inde, bilirubin düzeyi yükselerek sarılığa neden olur. Bu bebeklerde herhangi bir hastalık belirtisine rastlanmaz. Genel olarak bilirubin düzeyi yavaş yavaş azalarak birkaç ay içinde normal değerlere ulaşır. Aileye sarılığın iki üç ay kadar uzayabileceğ açıklanmıştır.
  3. Patolojik sarılık / Kan grubu uyuşmazlığı o Rh uyuşmazlığı o ABO uygunsuzluğ

1 Kasım 2016 Salı

VÜCUT MEKANİKLERİ nedir?

Vücuttaki kas,eklem, kemik ve sinirlerin diğer sistemlerle işbirliği yaparak çalışmalarını anlatan bilime VÜCUT MEKANİKLERİ denir. 






Vücut mekaniği ilkeleri; eklemlerin ve kasların doğru kullanılması ile harekete etki eden fizik kurallarının kullanılması olarak üç temel ilkeden oluşmaktadır. 
1. Eklemlerin doğru kullanılması Kaslarla korunan kemikler birbirinden eklemlerle ayrılır. Eklemlerin birbiriyle ilişkisi ligamentlerle (Vücudun muhtelif eklemlerinde, organlarında bulunan bağlar.) sağlanır. Eklemlerdeki hareket; eklemin şekline, ligamentlerin gevşek veya sıkı oluşuna ve koruyucu kasların koordinasyonuna bağlıdır.  
2.  Kasların doğru kullanılması Kasların doğru kullanılması Hareket için güçlü kaslara sahip olmak yeterli değildir. Bunların etkin bir şekilde kullanılması da gerekir. Egzersiz sırasında birkaç kas yerine, daha fazla kasın kullanılmasına dikkat edilmelidir.  
3. Harekete etki eden fizik kuralların kullanılması Bir cismin hareketinde dengenin sağlanabilmesi için; o Cismin taban yüzeyinin geniş olması ya da taban düzleminin genişletilmesi, o Ağırlık çizgisinin taban yüzeyine yakın olması, o Cismin ağırlık merkezinin taban yüzeyine yakın olması, o Hareketin yer çekimine uygun olması gerekir.
Bir cismin ağırlık merkezi, cismin kütlesinin merkezidir. Bu merkez cismin tabanına yaklaştıkça denge artar. İnsanda ağırlık merkezi, ayaktayken pelvisin (leğen kemiği) merkezinde lomber omuru hizasındadır. Ağırlık çizgisi, (çekül doğrultusu) ağırlık merkezinden taban yüzeyine dikey doğrultuda geçen çizgidir. İnsanda ağırlık çizgisi (yukarıdan aşağıya doğru) mastoid kemiği (kulağın hemen arkasında bulunan kemik), servikal ve lomber omurlar, patellaların (diz kapağı kemiği) ortasından ayak bileklerinin önüne doğru inen çizgidir. Ağırlık çizgisi, ağırlık merkezinden geçmeli ve taban yüzeyi içinde olmalıdır. Ağırlık çizgisi taban yüzeyinin dışına düşerse daha çok enerji harcanmasına neden olur. Taban yüzeyi, cismin temas ederek dengede durduğu yüzeydir. Taban yüzeyi genişledikçe denge artar







Kasların, kemiklerin, eklemlerin ve sinirlerin anatomik ve fizyolojik özelliklerini biliyoruz. Ancak fizik ilkeleri konusundaki eksiklerimizi gidermek için, bizi ilgilendiren denge ile ilgili fizik kanunlarına göz atmakta yarar var. Bir cismin dengede kalabilmesi için denge kurallarına uygun davranması gerekir.
Cismin dengede olması için:
Ø Cismin ağırlık merkezi yere yakın olmalıdır
Ø Cismin taban alanı geniş olmalıdır
Ø Ağırlık merkezinden çıkan çekül doğrultusu, taban alanı içinde olmalıdır.
Bir cismin ağırlık merkezi, cismin her durumda dengesini sağladığı noktadır. Ayakta duran bir kişinin ağırlık merkezi, göbeğin arkasında ve kalça kemiklerinin (karın/pelvis boşluğunun) ortasındadır. 
Yerçekimi çizgisi, ağırlık merkezinden geçen düşey çizgidir.
Ø Ağırlık merkezi yere yakın ve destek alanı genişse, cisim daha dengelidir.
Ø Ağırlık merkezi yerden yüksek ve destek alanı darsa, cismin dengesi kolay bozulur.
Aynı şekilde, kişi ayakta dururken ağırlık merkezi yerden yüksekte olduğundan; ayaklarını geniş açarak bastığında dengesini koruyabilirken, ayaklarını bitişik tuttuğunda dengesini kolaylıkla kaybedebilir
VÜCUT MEKANİĞİNİN TEMEL İLKELERi
Ø Tabanı kaymayan, terletmeyen, sıkmayan, yüksek topuğu olmayan; rahat bir ayakkabınız olsun
Ø Sadece yuvarlayamadığınız, itemediğiniz veya çekemediğiniz şeyleri kaldırın
Ø Ağır cisimleri çekmekten ziyade itmeyi deneyin, iterken dizinizden destek alın
Ø Mümkün olduğunca yüzünüz hastaya(kaldıracağınız cisme) dönük olsun
Ø Herhangi bir şeyi veya hastayı kaldırırken, döndürürken vücudunuzu omuzlarınızdan döndürmeyin (omurganız daima aynı düzlemde olsun)
Ø Kaldıracağınız cisme /hastaya mümkün olduğunca yakın durun. Zorunluluk olmadıkça kollarınızı uzatarak kaldırmaya çalışmayın
Ø Ayaklarınızı omuzlarınızın genişliğinde açın ve yere tam basın
Ø Yerden bir şey kaldırırken, daima dizlerinizi bükerek ve bacak kaslarınızı kullanarak yere çömelin, asla belinizden bükülmeyin
Ø Kaldırma esnasında sırtınızı(omurganızı) düz tutun. Kalça kaslarınızı kasın ve karın kaslarınızı içe çekin
Ø Ayağa kalkarken bir ayağınızı hafifçe öne çıkarın. Bu sizin daha iyi dengede durmanızı sağlar
Ø Başınızı dik tutun, yumuşak ve dengeli iş yapın. Ani hareketler kaslara aşırı yük bindireceğinden yaralanmalara neden olabilir. Bir şeyi kaldırırken işbirliğini sağlamak için daima bir, iki, üç diye sayıp aynı anda kaldırmak en doğru davranıştır.
Ø Kaldırırken, bacaklarınızı ve güçlü uyluk kaslarınızı kullanın daha zayıf olan bel kaslarınızı değil 
Ø Hastayı nasıl kaldırabileceğinizi ve taşıyabileceğinizi, kaldırmadan önce planlayın, kaldırdıktan sonra çok geç olabilir
Ø Sedyeyi belinizden yukarı kaldırmaya çalışmayın. Sadece çok gerektiğinde hafif yükler omuz hizasına kadar kaldırılabilirler
Ø Hastayı veya bir cismi hareket ettirirken omurganızdan dönmeyin; dönecekseniz ayaklarınızı kullanarak tüm vücudunuzu döndürün
Ø Mümkün olduğunca geri geri (arkaya doğru)değil, ileri(öne doğru) doğru yürüyün
Ø Var olan malzemelerden yükünüzü hafifletecek şekilde sonuna kadar yararlanın

Ø Sınırlarınızın farkında olun ve kahramanlık yapmayın. Çok ağır hasta olduğunda ya da uzun mesafe taşımanız gerektiğinde mutlaka yardım alın.